Ter havayı doldurur kasların gerildiği o mekânda ritimler hızlanır beklenmedik bir uyumla. Vücutlar aynaların yansımasında çoğalır üçlü bir girdabın ortasında kaybolurken. Kaslı hatlar birbirine değdikçe kıvılcımlar saçar içten gelen bir ateşle. Bu birleşme güç gösterisinden öte ruhların kesişim noktasıdır belki de sınırları zorlayan bir serüven. Nefesler karışır terle yoğrulmuş havada coşku dalgaları gibi yükselerek. Dokunuşlar keşiflere dönüşür her kıvrımın sırrını fısıldayarak. Günlük yorgunluklar erir gider bu tempoda unutulur her şey. Üç figürün dansı bir tablo gibi canlanır renklerle dolu tutkunun paletinde. Arzu burada özgürleşir zincirlerden kurtulup uçuşa geçerek. Belki de bu an bir metafor taşır bedensel sınırların ötesine uzanarak. Ya da sadece bir patlama anıdır dağılacak sessizlikte. Yine de o enerji kalır damarlarda dolaşarak yeni uyanışlar doğurarak. Zamanın akışı yavaşlar o üçlünün ritminde eriyip giderek. Bu tür yakınlaşmalar dönüştürür insanı en ham halinden sıyrılıp başka bir varlığa evrilerek. Sonunda yorgunluk tatlı bir zaferle sarar bedenleri huzurlu bir uykuya daldırarak.
Mutfak, baharat kokularıyla doluydu; üvey ablam Ece, tezgahın başında yemek hazırlıyordu. Beyaz önlüğü, dolgun memelerini…
Deli saçması bir seksi milli yatırımcılar yaptı. Sektörün en iyi yatırım ve melek yatırımcıları olan…